-
1 saati saatine
-
2 saati saatine
punctually -
3 saati saatine uymaz
adj. inconsistent* * *as changeable as the moon -
4 saati saatine uymamak
chop about and change -
5 saati saatine uymayan
adj. temperamental -
6 saati saatine uymamak
to chop and change -
7 saati saatine uymayan
temperamental -
8 as changeable as the moon
saati saatine uymaz -
9 chop about and change
saati saatine uymamak, sağı solu belli olmamak, ne yapacağını kestirememek -
10 chop about and change
saati saatine uymamak, sağı solu belli olmamak, ne yapacağını kestirememek -
11 as changeable as the moon
saati saatine uymaz -
12 saat
час (м) часы́ (мн)* * *- ti1) час, вре́мяsaatinde — в устано́вленное вре́мя, в назна́ченный час
saat kaçta? — в кото́ром часу́?
saat kaçtır? — кото́рый час?, ско́лько вре́мени?
o saatte orada kimse bulunmaz — в э́то вре́мя там никого́ нет
2) часыsaati çaldı — а) про́бил чей-л. час; б) наста́ло / пришло́ вре́мя (чего-л.)
bilek / kol saati — ручные часы
3) тех. указатель, счётчик; ме(т)р ( в названиях приборов)gaz saati — газомер, газовый счётчик
••- saat başına ücret
- saat bu saat
- saati çaldı
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saat on bir buçuğu çalmak
- saati saatine -
13 saat
saat başı stündlich;saat bu saat das ist die Gelegenheit!;saat ayarı Zeitansage f im Radio;saat gibi! genau!, getroffen!;saat kadranı (oder minesi) Zifferblatt n;saat tutmak die Zeit abstoppen;saati çaldı die Stunde (… zu tun) hat geschlagen;saati saatine genau zur Stunde;saatlerce stundenlang;duvar saati Wanduhr f;çalar saat Wecker m;fam elektrik saati Gaszähler m;kol saati Armbanduhr f;kontrol saati Kontrolluhr f;kum saati Sanduhr f;saat kaç? wie viel Uhr ist es?;saat kaçta geldi? um wie viel Uhr ist er gekommen?;saat bir es ist ein Uhr;saat bir buçuk es ist halb zwei;saat üç sularında es ist ungefähr drei Uhr;saat yarım 12 ( oder 0) Uhr 30, halb eins -
14 saat
1) Uhr f\saat 9'dan 11'e kadar von 9 bis 11 Uhrakşamları/sabahları \saat sekizde um acht Uhr abends/morgens2) Uhrzeit fbu \saatte telefon edilmez um diese Uhrzeit ruft man nicht an3) Stunde f\saati \saatine auf die Stunde genau, genau zur Stundedün altı \saat çalıştı gestern hat er sechs Stunden gearbeitet -
15 inconsistent
adj. uyuşmaz, bağdaşmaz, aykırı, tutarsız, kararsız, değişken, saati saatine uymaz* * *1. çelişkili 2. tutarsız* * *[inkən'sistənt]1) ((often with with) contradictory in some way; not in agreement: What you're saying today is quite inconsistent with the statement you made yesterday.) aykırı, birbirine ters düşen2) (changeable, eg in standard: His work is inconsistent.) değişken, tutarsız, istikrarsız• -
16 temperamental
adj. yaradılıştan olan, huy ile ilgili, saati saatine uymayan, sağı solu belli olmayan, maymun iştahlı* * *sinirli* * *[-'men-]adjective (emotional; excitable; showing quick changes of mood.) değişken mizaçlı, dakikası dakikasına uymayan -
17 inconsistent
çeliskili, tutarsiz, birbirini tutmayan; degisken, saati saatine uymayan -
18 temperamental
degisken dogali, saati saatine uymayan; yapidan ileri gelen, tabiatindan kaynaklanan
См. также в других словарях:
saati saatine — zf. Tam vaktinde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller saati saatine uymamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saati saatine uymamak — sık sık durumu, huyu değişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar saati — is. Duvara asılı saat Gözlerini açınca karyolasının karşısındaki duvar saatine baktı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
saat — is., ti, Ar. sāˁat 1) Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker. R. N. Güntekin 2) Vakit, zaman Oyuncular meyus olmayarak gene saati… … Çağatay Osmanlı Sözlük